Göreve gelir gelmez bir takım vaatlerde bulunan Prof. Özkan’ın aradan geçen 2 yıl içerisinde Akdeniz Üniversitenin kurumsal kapasitesini yukarıya taşımak yerine var olan yapıyı bozduğu ve üniversitede işleri arapsaçına çevirdiği belirtiliyor.

Üniversiteyi Tıp Fakültesi ve diğer birimler olarak ayırma çabasıyla geçen ilk 1 yıllık süre Ankara’dan veto alınca bu kez Öğretim Üyeliğine Atanma ve Yükseltme Kriterleri üzerinden gerginlik oluşturulduğu ve ataması yapılmayan 900 civarında öğretim üyesinin bulunduğu ifade ediliyor. Bir çok öğretim üyesi yaklaşık 2 yıldır kadro bekliyor ve kadro alabilmek için çok güçlü referanslara ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.

Cumhur ittifakına yakın sendika üyelerine engel çıkarılıyor, çalışanları mutsuz edecek idari işlemler ihdas ediliyor. Öğretim üyeleri arasında, kadrosunun bulunduğu üniversitelerde yapılacak atamalarda bir sınırlama olmamasına rağmen, öğretim üyeleri hak ettiği kadrolara atanmıyor; laf taşıyan, itaat eden, boyun eğen kadro verilmeyeceği korkusu ile hiçbir şeye karışmayan öğretim üyesi kimliği oluşturulmaya çalışılıyor. Öğretim üyeleri dilenci durumuna düşürülüyor ve kadro verip vermeme bir baskı aracı olarak kullanıyor.

Antalya halkının ve işadamlarının katkı sunduğu Akdeniz Üniversitesinde, emek veren bilim emekçilerinin, akademisyenlerin katkılarının yok sayıldığı, iş barışının ve motivasyonunun bozulduğu ve itibarsızlaştırıldığı bir dönem yaşandığı sesleri yükseliyor. Kamu kaynaklarının tüm çalışanlara eşit yurttaşlık ilkesi ve kamu yararı gözetilerek sunulması konusunda sorumluluk alınmıyor ve Antalya kamuoyu ve siyasiler “makamlardan” yana tavır takınıyor.

Özellikle AKP ve MHP il yönetimleri ve milletvekilleri üniversitedeki olanlar karşısında “biz duymuyoruz, görmüyoruz ve bizi aşan bir durum” pozisyonunda bulunuyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı bugünlerde il yönetimlerinin ve milletvekillerinin nasıl bir tavır takınacağı merak konusu olmaya devam ediyor Cumhur ittifakının Antalya Büyükşehir Belediyesini kaybetmesinin yanının da üniversiteyi de kaybettiği ileri sürülüyor.

Rektör Özkan’ın 2 yıllık performansını değerlendiren öğretim üyeleri; 'makamların gelip geçici bir emanet olduğu bilinciyle görevini adaletle  yürütecek, bunu güç gösterisi ve baskı mekanizmasına dönüştürmeyecek, meşruiyetini şehrin zenginlerinden değil, akademik saygınlığıyla üniversite bileşenlerinden alacak bir yönetime ihtiyaç duyuluyor' ifadesiyle özetliyor. Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN ve Türk Eğitim Sen Başkanı Talip GEYLAN’ın kısa bir süre öncesinde mesnetsiz olarak değiştirilen atama kriterleri sorununu yargıya taşıyacağı belirtiliyor. Akdeniz Üniversitesindeki kadro krizi, Antalya'da havaları daha da ısındıracağa benziyor.